İMEAK DTO Kasım 2021 AB Bülteni

Avrupa'da denizcilik sektöründe meydana gelen güncel gelişmelere ilişkin çeşitli kaynaklardan derlenen haberler bilgilendirme amacıyla aşağıda sunulmaktadır.

1- Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi’ne ilişkin masrafların ticari işletmeciler tarafından karşılanmasını savunan Avrupalı armatörler, sektöre özel bir fonun oluşturulması için çağrı yapıyor.

                Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (European Union Emissions Trading System – AB ETS) teklifine ilişkin olarak Avrupa Topluluğu Armatörler Birliği (European Community Shipowners’ Association – ECSA) tarafından 2 Kasım 2021 tarihinde yayımlanan politika raporunda, Fit for 55 paketi kapsamında artırılmış iklim hedefinin Avrupalı armatörler tarafından memnuniyetle karşılandığı ve iklim krizinin toplumların karşılaştığı en büyük ekonomik ve çevresel zorluklardan biri olduğu vurgulanmıştır.

                Avrupalı armatörler karbon fiyatlarına denge getirmek amacıyla AB ETS kapsamında bir fon oluşturulmasını çok sıkı bir şekilde desteklemektedir. Buna ek olarak söz konusu armatörler, AB ETS’den elde edilecek tüm gelirlerin Ar-Ge projelerinin desteklenmesi ve daha temiz ve standart yakıtlar arasındaki fiyat farkının azaltılması amacıyla kullanılması gerektiğini düşünmektedir. AB ETS önerisi, fark sözleşmeleri de dahil olmak üzere, inovasyon fonu kapsamında sektörün karbondan arındırılmasının finansmanına atıfta bulunmaktadır. Fakat AB ETS önerisi kapsamındaki maddelerde deniz taşımacılığı sektörü için gelir ayrılması ile ilgili yasal açıdan bağlayıcı bir mutabakat bulunmamaktadır.

                ECSA Başkanı Claes Berglund konuya ilişkin olarak şu şekilde bir açıklama yapmıştır: “Her ne kadar öncelikli tercihimiz deniz taşımacılığında IMO düzeyinde uluslararası bir yönetmeliğin uygulanması olsa da sektör, iklim krizi sorununa AB düzeyinde de katkı sağlamalıdır. ECSA, deniz taşımacılığı sektöründe faaliyet gösteren birçok KOBİ için önemli olan karbon fiyatlarının dengelenmesi hususunda AB ETS kapsamında bir fon oluşturulmasını desteklemektedir. Önemli bir diğer husus ise AB ETS’den elde edilecek gelirler ile temiz yakıt alımının desteklenmesi gerektiğidir.”

                ECSA, ‘kirleten öder’ prensibinin kurallara uygun bir şekilde uygulanmasını ve AB ETS’den kaynaklanacak maliyetlerin, operasyonel konularda karar alan ilgili kuruma yansıtılması gerektiğini desteklemektedir. Bu bağlamda ECSA, ticari işletmecilerin oynadığı rolün AB ETS kapsamındaki beyanlarda tanınmasından dolayı memnuniyetini dile getirmiştir. Bu açık politik mesaja bakılmaksızın herhangi bir bağlayıcı zorunluluk getirilmemiş olup, maliyetlerin yansıtılması konusu piyasaların eğilimine bırakılmıştır.

                ECSA Genel Sekreter Vekili Sotiris Raptis ise sözlerinde şu ifadelere yer vermiştir: “Deniz taşımacılığı sektöründe kirleten öder prensibinin uygulanması, ileride alınacak verimlilik önlemleri ve sektörün temiz yakıt kullanımına geçişi için çok önemlidir. ECSA, AB ETS’den kaynaklanacak maliyetlerin ticari işletmeci tarafından ödenmesi gerektiğini desteklemektedir. ECSA’ya göre, kanun uyarınca, sözleşmeye dayalı anlaşma bağlamında AB ETS’nin uygulanmasından kaynaklanacak masrafların, CO2 emisyonlarını etkileyen kararlar alan ilgili kuruluşlar tarafından karşılanması gerekmektedir.”

                Avrupalı armatörler AB ETS önerisinin hükümlerinde yasal açıdan bağlayıcı zorunluluklara yer verilmesini önermektedir. Avrupalı Armatörlere göre, AB ETS kapsamındaki masrafların deniz taşımacılığı ile iştirak eden firmalardan ticari işletmecilere geçmesi, sözleşmeye dayalı anlaşma kapsamında söz konusu bağlayıcı zorunluluklar ile sağlanmalıdır. (Kaynak: ECSA)

2- EMSA, COVID-19’un deniz taşımacılığına olan etkisi konulu Kasım ayı raporunu yayımladı.

                Avrupa Deniz Emniyeti Ajansı (European Maritime Safety Agency – EMSA), COVID-19 salgınının deniz taşımacılığına olan etkisine ilişkin Kasım ayı raporunu yayımladı.

                Avrupa Birliği Denizcilik Bilgi ve Değişim Sistemi (SafeSeaNet), Uzak Mesafe Tanımlama ve İzleme Sistemi (Long Range Identification and Tracking System – LRIT) ve MARINFO’dan alınan verileri kullanan rapor, COVID-19 salgınının deniz taşımacılığı trafiğine olan etkilerini istatistiksel verilerle incelemektedir.

                Avrupa limanlarına gelen gemiler sayısal olarak incelendiğinde bu sayının 2020 yılında 2019 yılına kıyasla %10 düştüğü gözlemlenmiştir. Ekim 2021’de AB limanlarına gelen gemi sayısı ise 2019 yılının aynı dönemine kıyasla %5 oranında artış göstermiştir. Kruvaziyer gemileri, dondurulmuş yük gemileri ve araç taşıyıcı gemiler COVID-19 salgınından en çok etkilenen sektörler arasında yer almıştır. Ayrıca yolcu gemisi sayısında %26; Ro-Ro yolcu gemisi sayısında ise %15 artış olmuştur. Ülke bazında ise Hırvatistan, Kıbrıs, Finlandiya, İzlanda, Norveç, Portekiz ve İspanya salgından en çok etkilenen ülkeler arasında yer almaktadır.

                Söz konusu rapor, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin olarak MARINFO’dan gelen verileri işleyerek, COVID-19 salgınının, AB Üye Devleti bayrağı taşıyan gemilerin faaliyetleri üzerindeki etkisini, dünyanın herhangi bir yerinde bulunan limanlara yapılan sefer sayılarını baz alarak analiz etmektedir. İngiltere hariç olmak üzere AB Üye Devleti bayrağı taşıyan gemilerin 2020 yılında dünyadaki tüm limanlara yaptıkları sefer sayılarında 2019 yılında kıyasla %3.5; toplam gros tonaj sayısında ise %11.1 azalma olmuştur. Özellikle salgının Avrupa’da artış göstermesi ile birlikte birçok Avrupa Birliği Üye Devleti tarafından getirilen karantina önlemleri neticesinde 2020 yılının Mart ayı ortalarından itibaren söz konusu sayılarda önemli bir düşüş olmuştur. Ancak Ağustos 2020 itibari ile kırılan bu düşüş trendi, yine bu tarih itibariyle daha stabil bir hale gelmiştir. Kasım 2021’de, 2019 yılındaki değerlere kıyasla %9.3’lük bir artış ile limanlara uğrak yapan gemi sayısında toparlanma gözlemlenmiş fakat toplam gros tonajda %-4 oranında ufak bir düşüş olmuştur. 2021 ve 2019 yılı verileri kıyaslandığında Belçika, Hırvatistan ve Fransa bayraklı gemiler liman uğrak sayısı konusunda en çok etkilenen ülkeler olmuştur. Bunun yanı sıra Litvanya, Polonya, Danimarka ve Norveç bayraklı gemiler ise 2019 yılının Kasım ayına kıyasla 2021 yılının Kasım ayında bu anlamda önemli bir artış göstermiştir.

                Bu bilgilere ek olarak söz konusu raporda EMSA, salgının Avrupa-Çin ve Avrupa-ABD arasındaki deniz taşımacılığı rotalarına olan etkileri hakkında da bilgi vermektedir. 2019 yılı ile karşılaştırıldığında 2020 yılında Avrupa’dan Çin ve ABD’ye giden gemi trafiğinde azalma olmuştur. 2021 yılında ise Avrupa ile Çin arasındaki gemi trafiği 2020 yılının değerlerinin üzerinde olmasına rağmen söz konusu değerler hala 2019 yılındaki seviyelerin altında seyretmektedir. Fakat ABD ile Avrupa arasındaki gemi trafiğinde ve özellikle Avrupa Birliği’nden ABD’ye yapılan ihracatta toparlanma gözlemlenmiş olup, Mart 2021’den itibaren söz konusu gemi trafiği ve ihracata ilişkin değerler pandemi öncesindeki değerlerin üstüne çıkmıştır.

                Ayrıca rapora göre kruvaziyer gemileri, yolcu gemileri ve Ro-Ro yolcu gemileri gibi yolcu taşıyan gemiler de pandemiden etkilenen gruplar arasında yer almıştır. AB limanlarında demirleyen ve AB limanlarına sefer yapmakta olan söz konusu gemiler ile ilgili olarak Mart 2020 tarihinde EMSA tarafından bir analiz yapılmış olup, söz konusu analiz kapsamında, AB limanlarına bağlı ve limanlarda demir atan kruvaziyer gemi sayısında artış gözlemlendiği bildirilmiştir. Ayrıca kruvaziyer gemilerindeki kişi sayısı Mart 2020 tarihi itibariyle kademeli olarak düşmüş ve söz konusu gemilerde yalnızca gemi personelinin kalmasından dolayı bu gemilerdeki kişi sayısı çok düşük bir seviyede seyretmiştir. Dünyadaki bütün büyük kruvaziyer gemi şirketleri salgının dünya çapında yayılmasıyla birlikte Mart ayının ortalarından itibaren seferlerini durdurmuş, bazı şirketler ise sınırlı sayıda gemilerle belirli bölgelerde faaliyetlerini sürdürmüştür.

                Son olarak raporda, pandemi şartlarının devam etmesinden dolayı 2020 yılının başlarından bu yana 2019 yılına kıyasla limanlarda demir atan gemi sayısında artış olduğu ifade edilmiştir. (Kaynak: EMSA)

3- Hükümetler, sıfır karbonlu deniz taşımacılığı için ICS tarafından önerilen Ar-Ge fonu üzerinde karar kıldı.

                26’ncı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’ndan (UN Climate Change Conference – COP 26) bir hafta sonra 174 ülke, karbon emisyon azaltımı konusunda uluslararası deniz taşımacılığı sektörünün karşılaştığı zorlukların ele alınması amacıyla Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (International Maritime Organization – IMO) Londra’daki merkezinde bir toplantı gerçekleştirecektir.

                Londra’da gerçekleştirilecek Deniz Çevresini Koruma Komitesi (Marine Environment Protection Committee – MEPC) toplantısında sürecin, 5 milyar dolar tutarındaki Ar-Ge fonu olan IMO Denizcilik Araştırma Fonu (IMO Maritime Research Fund – IMRF) ile devam ettirilmesine yönelik görüşmeler yapılacaktır.

                Hükümetlerin ve vergi mükelleflerinin katkıları olmadan miktarının tamamı denizcilik sektörü tarafından oluşturulan fon, sıfır karbonlu yakıtların okyanusta seyreden büyük gemilerde kullanılabilmesi amacıyla Teknolojiye Hazırlık Seviyeleri’ndeki (Technology Readiness Levels) hızlı artışı daha da hızlandırmak için kullanılacaktır.

                Onaylandığı takdirde, 5 milyar dolar tutarındaki söz konusu Ar-Ge fonunun 2023 yılında hayata geçirilmesi beklenmekte olup, bu sayede 2030 yılına kadar çok sayıda sıfır karbonlu geminin suya indirilmesi ve 2050 yılı net sıfır karbonlu deniz taşımacılığı hedefinin gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.

                IMO Denizcilik Araştırma Fonu’nun oluşturulması için ilk öneri 2019 yılında yapılmış olup, günümüzde Danimarka, Yunanistan, Japonya, Panama, Singapur ve Birleşik Krallık gibi büyük denizci ülkelerin yanı sıra gelişmekte olan Liberya, Nijerya ve Palau gibi deniz taşımacılığı sektörünün büyük bir kısmını temsil eden ülkeler de söz konusu fonu desteklemektedir. Fakat uluslararası ticaret ile iştigal eden gemiler tarafından kullanılan yakıtlardan ton başına alınacak 2 dolar tutarındaki ödeme ile finanse edilecek zorunlu Ar-Ge destek sisteminin onaylanması için MEPC toplantısına katılan hükümetlerin çoğunluğunun söz konusu Fonu onaylaması gerekmektedir.

                Uluslararası Deniz Ticaret Odası (International Chamber of Shipping – ICS) Genel Sekreteri Guy Platten konuyla ilgili olarak şu şekilde bir açıklama yapmıştır: “Bu, COP26’dan bu yana karbonsuzlaşmaya yönelik hükümetler tarafından verilen taahhütler ile ilgili olarak ilk önemli sınav. 5 milyar dolar tutarındaki Ar-Ge fonu hükümetlere, verdikleri sözlerin bir anlamı olduğunu ve sıfır karbonlu sektöre geçiş konusunda ciddi olduklarını kanıtlamaları için bir fırsat sunacaktır. COP 26’da hükümetler birçok plan açıkladı fakat bu planların hayata geçirilmesi için gerekli sıfır karbonlu teknolojilere sahip olduğumuzdan emin olmalıyız.”

                Deniz taşımacılığı sektörü tarafından tam anlamıyla desteklenen 2050 yılı net karbonsuzlaşma hedefine yönelik COP 26’da yapılan kapsamlı çağrılara rağmen, Ar-Ge fonunun oluşturulması konusunda bazı hükümetler tarafından ortaya çıkarılan prosedürel engellere ilişkin ICS’in endişeleri bulunmaktadır. Bu endişenin sebebi ise küresel karbondioksit emisyonlarının azaltılmasına yönelik çabaların, hükümetlerin ulusal veya bölgesel çıkarlarını olumsuz yönde etkileyebileceği düşüncesidir. (Kaynak: Safety4sea)

4- Sürdürülebilir balıkçılık uygulamaları ve yönetimi sayesinde AB gemi filosu kar elde etmeye devam ediyor.

                2021 AB Balıkçı Gemi Filosu Yıllık Ekonomi Raporu’na (2021 Annual Economic Report on the EU Fishing Fleet) göre 2019 yılında balıkçı gemisi filosu genel karlılığını sürdürmüş olup, raporda ayrıca COVID-19 salgınının gemi filosu ve balıkçılık piyasalarına yönelik etkilerine rağmen 2020 yılı için de benzer karlılık seviyelerinin korunacağı tahmin edilmektedir. Her ne kadar yakıt fiyatlarındaki artıştan dolayı 2021 yılında elde edilecek kar oranlarında düşüş beklense de AB gemi filosunun 2021 yılının sonunu karlılıkla kapatacağı öngörülmektedir. Sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarının ise artış gösteren yakıt fiyatlarının bazı etkilerinin azaltılması konusunda yardımcı olduğu belirtilmektedir.

                AB Çevre, Okyanuslar ve Balıkçılıktan Sorumlu Bakan Virginijus Sinkevicius rapor hakkında şu sözleri ifade etmiştir: “Bu rapor, balıkçılık kaynaklarına ilişkin sürdürülebilir uygulamaların ve yönetimin, hem balıkçılarımız hem de geleceğimiz için sektörde yapılabilecek en iyi yatırımlardan biri olduğunu bize göstermiştir. Kriz zamanlarında bile bu yatırımların karşılığını almaya devam etmekteyiz. Sürdürülebilirlik sayesinde balıkçılık sektörü güçlü ve istihdam sağlayan bir sektör olmaya devam etmektedir.”

                Yüksek balık fiyatları ve bazı önemli balık stoklarının geliştirilmesi neticesinde AB gemi filosu 2019 yılında yaptığı 6.3 milyar Euro’luk genel kar, 1.2 milyar Euro’luk brüt kar ve 597 milyon Euro tutarında yaptığı net kar ile toplamda karlılığını sürdürmüştür. Öngörülere göre bu karlılık 2020 yılında da devam edecektir.

                Raporda ayrıca filo kategorileri ve balıkçılık yapılan bölgeler arasındaki performans farklılıkları da ele alınmakta olup, büyük ölçekli filo segmentlerinin, küçük ölçekli koster filosu segmentlerinden ekonomik anlamda daha iyi performans gösterdiği ifade edilmektedir. Buna ek olarak çoğu stoğun sürdürülebilir seviyelerde yönetildiği Kuzey Doğu Atlantik’te faaliyet gösteren filo segmentlerinin, günümüzde aşırı avcılık yapılan Akdeniz ve Karadeniz Bölgelerinde faaliyet gösteren segmentlerden ekonomik olarak daha fazla gelir elde ettiği belirtilmektedir.

                Elde edilen bu ekonomik veriler sürdürülebilir balıkçılık, ekonomik performans, daha yüksek maaşlar ve kıyı bölgelerinde yaşayan insanlar için yeni iş fırsatlarının sunulması konuları arasında güçlü bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Balık stoklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini hedefleyen filo segmentlerinin, denizlerde daha az gün geçirme amacı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, sürdürülebilir balıkçılık uygulamaları aynı zamanda yakıt verimliliğini de teşvik etmektedir. Bu durum neticesinde daha az yakıt tüketimi sağlanarak karbondioksit emisyonları azaltılmakta ve AB gemi filosunun genel karlılığına katkı sağlanmaktadır.

                AB Balıkçılık Filosuna İlişkin Yıllık Ekonomik Raporlar, denize kıyısı olan 22 AB Üye Devletinin balıkçılık filolarının yapısı ve ekonomik performansına ilişkin inceleme sunmaktadır. (Kaynak: Avrupa Komisyonu)

5- 01.01.2021-30.11.2021 tarihleri arasındaki Paris MOU kapsamında Türk bayraklı gemi tutulmaları.

01.01.2021–30.11.2021 tarihleri arasında Paris Memorandumu (Paris MOU) üye limanlarında Türk Bayraklı gemilere yönelik 181 denetim gerçekleştirilmiş ve söz konusu denetimlerde 1 Türk Bayraklı gemi (İtalya–Manfredonia) tutulmuştur. Türk Bayraklı gemi tutulmalarına ilişkin detaylı bilgiler Odamız web sayfasında (http://www.denizticaretodasi.org.tr/sayfalar/gemitutulmalari.aspx) yer almaktadır.